Sosyal düzenin varlığı, insanların birlikte yaşama zorunluluğundan doğmaktadır. Bu oluşum, toplum adını alır. Toplumda bulunan sayısız sistemi belirli bir mekanizmada bozulmadan sürdürmek için kurallara ihtiyaç duyarız. Hukuk kurallarının bu ihtiyacı gidermesi, çeşitli ilişki tiplerini de meydana getirmiştir. Tarafların sayısına, özelliğine bağlı olarak çeşitlilik gösteren farklı farklı ilişkiler vardır. Konumuz olan ihbarname de genelde ilişkinin alacaklı tarafının borçlu tarafıyla olan münasebetinden ve isteminden meydana gelmektedir.
Noterlik Kanunu Yönetmeliğinin 98. maddesine göre her türlü hukuki işlemlerde muhatabına kanun, sözleşme, örf ve adetten doğan hak ve isteklerin yazılı şekilde bildirilmesi veya haber verilmesi için yapılan işlemlerdir. Şekli hususları Noterlik Kanununun 106. Maddesinde belirtildiği gibi tarafların bilgileri, ihtar ve ihbar konusu, ihtar ve ihbar çekenin imzası, noterde işlem görüp tebliğ şerhi yapılmasıdır. İhtarname çekildikten 1 ay sonrasında ihbarname şerh edilmezse geçersiz sayılır ve elde edilebilecek pozitif kazanımlar kaybedilir. Zira Noterlik Kanunu 60. madde 7. fıkra ve Noterlik Kanunu 7. Maddesinde belirtildiği üzere ihtarname çekmek noterlik kurumunun görevleri arasındadır.
Amaç, alacaklı tarafın borçlu tarafı söz konusu alacağın vadesinde ödenmemesi ya da teslim edilmemesinden kaynaklanan bir nevi uyarıdır. Konusuna göre bazı sürelerin başlangıç tarihi olduğu çekildiği tarih önemlidir. Faiz kazanımları, vadesi geçmiş fakat ihtarname çekilmemiş günleri kapsamamaktadır. Bu ve benzeri aksiliklerle karşı karşıya kalmamak için hukuki donanım sahibi kişilerce yazılması önemlidir. Kişi kendi yazabildiği gibi avukat aracılığı ile daha yerinde ve özlü yazabilir. Konu, gerekli detayları kapsamayacak kısa olmamalı, gereksiz detaylara boğacak kadar da uzun olmamalıdır.
Günlük hayatta farkında ve/veya farkında olmadan borç ilişkilerine girdiğimiz için elbet de alacaklı ya da borçlu taraf olabiliriz. Borcun vadesinde ödenmemesini ya da ifa edilmemesini konu alan ve Borçlar Kanununun 117. maddesinde “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” şeklinde betimlenen ihtarname, birçok hukuk dalı, kanun, yönetmelik vb. hukuk normlarında yer almaktadır. Sadece “ihtar” kelimesinin geçtiği 79 kanunun varlığı söz konusudur. Başlıca örnekleri Noterlik Kanunu, Tebligat Kanunu, Medeni Kanun, Türk Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunudur. Borç ilişkisinin var olduğu her alanda ihtar kavramı ile karşı karşıya gelmek olağandır.
Kanunlarda İhtarname Konuları
Noterlik Kanunu 114. Madde, kongre başkanına ardışık olarak iki kez ihtar hakkı vermiştir.
Tebligat Kanunu 25. Madde, yabancı memlekette yapılan ihtar içerikli tebliğin , yine o ülkenin mevzuatının yöntemiyle gönderileceği yer almaktadır.
6706 Sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu 7. Madde, ihtara yer verilmeyen durumu ele almıştır.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu ceza hükümleri kapsamındaki 77. madde, yine aynı kanunun 75. maddesinin ikinci fıkrasındaki hükümlere aykırı edenlere karşı 7 gün içinde ihtar çekilmesini ve ihtara uymaması durumundaki yaptırımı ele almıştır.
3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu 10. Madde, mal bildiriminde bulunmayan kişilere karşı çekilen ihtarname ve devamında hapis cezasına kadar giden süreci izah etmektedir.
Türk Medeni Kanunu 164. Madde, toplumun temel yapı taşı olan ailede terk durumunda çekilen ihtarnameyi, 562. Madde mirasçının mirasbırakana ihtarnamesini, 965. Madde borç verenin rehin aldığı şeyi paraya çevirebilmesi için gerekli olan ihtarnameyi konu alır.
Borçlar Kanunun 108- 117-234-251-252-316-349-352-473-476-532-586. maddelerinde de ihtarnameye farklı konularda yer verilmiştir.
Borcunu vadesinde ödemeyen borçlu temerrüde düşer. Bu süreç içerisinde alacaklının mahrum kaldığı alacak, faizle kendisine dönmek üzere gecikmektedir. Faizin işlemeye başlayacağı tarih, faizden elde edilecek olan müspet kazanç için önem taşımaktadır. İhtarnamenin çekildiği tarih Ticaret Kanunu madde 10’da da belirtildiği üzere ihtarnamenin çekildiği tarihtir. En yaygın pratik konulardan biri olan kiraya veren- kiracı ilişkisinde kiraya veren, kirayı alamadığı gün itibariyle ihtarname çekmeli ve hak ettiği faizli alacağı hakkıyla tahsil edebilmelidir.
İhtarname masraflı diye kullanılmaması yanlıştır. Sürecin devamında gerçekleşebilecek dava masrafına göre daha uygundur ve konuyu davaya kadar götürmeden çözümlemek amacını da taşımaktadır. İhtarnameden sonra dava açılma yoluna gidilirse de ihtarnamenin dava delili olarak avantaj sağlaması, önemini göstermektedir. Açılmayan ihtarname, yanlış veya eksik huşular nedeniyle kişisellik ilkesi neticesinde kişi, hak kaybına uğrayabilmektedir. Avukat aracılığıyla bu hak kaybının önüne geçilebilmektedir.
İhtarname için noter zorunlu olmasa da noter kanalı daha güvenlidir. PTT aracılığıyla iadeli taahhüt olarak da çekilebilir.
Comments