top of page
Yazarın fotoğrafıYiğitcan Aydoğdu

Antik Yunanistan'da Görüşler Karması ve Kıyası

Arkaik Dönem ile başlayıp Roma işgali ile sonra eren Antik Yunan Devri, Yunanlılar açısından altın çağ olarak değerlendirilebilir. Fazla sayıda köle, zenginlik, coğrafi avantaj gibi etkenler sonucunda felsefe önem kazanmış, pek değerli felsefe insanları ve anlayışları bu dönemde ortaya çıkmıştır. Sokrates, onun öğrencisi Platon ve Platon’un öğrencisi Aristo başı çeken isimlerdir. Sofistlerin de etkin bir biçimde para karşılığı felsefe (erdem) sattığını düşünürsek anlayışlarını kıyaslayarak çıkarımlar elde edebiliriz.


Adalet Anlayışı


Şüphesiz ki ortaya atılan fikirler Site ve onun ayakta kalması içindi. Sokrates, devlet kötülük yapsa bile boyun eğilmesi gerektiğini söyleyerek daha dogmatik bir anlayış benimsemiştir. Platon, her insanın kendi sınıfında kalmasını adalet kabul ederek hiyerarşinin varlığını tanımış, Sofistler ona karşı çıkarak katı sınıfsal ayım yerine demokrasiyi, kadınları ve köleleri savunmuşturlar. Aristo adaleti dağıtıcı ve denkleştirici adalet olarak sınıflamıştır. Bu sınıflandırma, günümüzde sosyal devlet anlayışının temel ilkelerine ilham kaynağı olmuştur.


Eşitliğe Bakış Açısı


Sokrates’in demokrasiyi savunmaması, eşitliğe olan bakış açısının negatif olduğu ifadesini doğrular niteliktedir. Platon, yukarıda da belirttiğimiz üzere sınıflı toplum yapısını kabul etmişti. Bu yapının adaletli olduğunu söylemek için eşitliğin olmadığını söylemek gerekir. Aristo ise ilişkiyi eşitsizlerin eşitlenme çabası olarak gördüğü için eşitlik karşıtıdır. Burada kadın erkek ilişkisini de düşünürsek her evliliğin denk olmayan taraflarca gerçekleştiğini, kadının erkekten daha düşük bir konumda yer aldığını savunmuştur. Sofistler ise adalet anlayışlarına bakarsak eşitliğe karşı pozitif yaklaşmışlar ve para karşılığı eğitim vererek erdemin doğuştan geldiğini savunan hiyerarşi yanlısı tutuma karşı çıkarak eşitliği toplum yapısına indirgemeye çalışmışlardır.


Sofistlere Göre Devletin Kaynağı

Sözleşme ve güç kuramı olmak üzere iki farklı görüş vardır. İlk anlayışa göre devlet, sözleşme sonucu ortaya çıkmıştır. Ortada bir sözleşme varsa bu, tarafların birbirine ihtiyacı olduğunu ifade eder. İhtiyacı olanlar eşit olmalıdır. Eşitler arasındaki kurallar da hukuk kuralları olmalıdır. Böylece toplumsal eşitlik kaçınılmaz olur.

Bir diğer görüş ise güç kuramıdır. Devletin temelinde güç vardır. Devleti oluşturan güçlülerdir ve onların hükümleri geçerlidir. Güçlülerin güçsüzler üzerindeki baskınlığı, eşitliğe aykırıdır. Adalet iktidarın elinde şekillenir.


Platon’un İdeal Devlet Anlayışı

Birbirine muhtaç olan insanların kurduğu ilişki toplumun temelidir. Çalışanlar, savaşçılar ve yöneticiler olarak üç farklı sınıfla site yapısı oluşturulmalıdır. Herkes kendi sınıfında kalırsa adalet sağlanmış olur. Yönetici ve savaşçıların mülkiyet hakkı olmamalı ki vazifelerini unutmasınlar. Yoksa devleti değil mülkiyetlerini seçme eğilimi gösterebilirler. Kadın ve erkek eşittir; erkeğe verilen eğitim kadına da verilirse aynı niteliğe sahip olabilmektedir. Çocuklar ebeveynlerini tanımamalı, Site onları büyütür. Böylece her ebeveyn, her çocuğa kendi çocuğu olma ihtimaline karşın daha sıkı bağlar kurabilecek. Platon, 4 farklı erdemden bahseder. Bunlar bilgelik, yiğitlik, ölçülülük ve adalettir.

Platon yaş aldıkça Devlet kitabındaki kendi fikirlerini ütopik bulmaya başladı. Tanrı kavramını daha çok geçiren Platon’un bazı düşünceleri de değişmiş oldu.

Her şeyin ölçüsünün insan olduğu düşüncesi, yerini her şeyin ölçüsü tanrıdır anlayışına bırakmıştır. Yasalara hizmet, tanrıya hizmettir. Orta sınıfa ve tarıma dayalı devlet fikri vardır.

10 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page